26 Ekim 2013 Tarihli DÇB Genel Kurulu Konuşma Tutanakları
26 Ekim 2013 Tarihli DÇB Genel Kurulu Konuşma Tutanakları
26 Ekim 2013 Tarihli DÇB Genel Kurulu Konuşma Tutanakları
DÇB Yönetim Kurulu Toplantısı geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Nalçık
şehrinde gerçekleştirildi. Toplantıya Türkiye, Suriye, Ürdün, Almanya, ABD,
Adigey, Karaçay-Çerkes, Krasnodar, Mezdegu topraklarında yaşayan
soydaşlarımızın temsilcileri katıldı. Toplantıya katılanlar arasında
Kabardey-Balkar (KB) Başbakan Yardımcısı Kodzoko Muhammed, KB medya, halkla
ilişkiler ve din işlerinden sorumlu bakan Kumaho Muhadin, daha önce DÇB Yönetim
Kurulu Başkanı olup şu anda DÇB yönetim kuruluna danışmanlık yapan Nehuş Zawurbiy,
Dzemıh Qasbolat, Ajaho Kanşobi ve daha başka isimler de katıldı.
DÇB
başkanı Sokuroko Hauti toplantı boyunca gayretlerini esirgemeyecek olan; ulusal
meselelerdeki duyarlılıkları ve bu meseleleri çözebilmek adına uzun gayretler
sarf eden misafirlerine hitaben hoş geldiniz konuşması yaptı.
Aynı
şekilde, Kabardey- Balkar Cumhuriyeti’nin başbakan yardımcısı ve yabancı
ülkelerde yaşayan soydaşlarımızla iletişim ve koordinasyon komisyonu başkanı
Kodzoko Muhammet de benzer şekilde yapılacak çalışmalarda olumlu sonuçlar
alınması adına, katılımcılara iyi dileklerini sunarak söze başladı. Gerek
anavatanlarına dönmek isteyen, gerekse şu an için zorunlu olarak Suriye’den
kaçıp anavatanlarına dönen kardeşlerimizin durumu, KB devlet başkanının nazarı
dikkatinde olup, dönüş işlemleri, Hükümetin gözetiminde gerçekleştirilmektedir
diye devam etti. Suriye’den gelen, mağdur birçok ailenin iskân edildiği, yine bu
günlerde 60’dan fazla aileye -bizzat Kanoko Arsen’in verdiği talimat
doğrultusunda- evler satın alınacağını belirtti. Bu meseleye bağlı olarak yine
ortaya çıkabilecek zorlukların ve mağduriyetlerin DÇB tarafından hükümete
bildirilmesi durumunda hükümetinin elinden geleni yapacağını, bu meselenin KBP
devlet başkanının da önceliği olduğunu vurguladı.
Gün
boyunca, görüşülecek maddeler üzerine mutabakat sağlandıktan sonra, ilk
kongreden günümüze kadar DÇB’nin gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında film
gösterimi yapıldı. Bu esnada yine söz alan Sokuroko, DÇB’nin gerçekleştirmeye
çalıştığı planlarda katkısı olanları, Adige meselesinde, halkımızın tekrar
yekpare olması adına çalışan tüm birey ve kurumları minnetle andıklarını
ekledi.
Sonrasında,
Çerkesler’e son iki yıldır en çok rahatsızlık veren Suriye meselesine geçildi.
Öncelikli olarak, Suriye’deki Adige derneği başkanı Gug Ekrem söz alarak,
Suriye Çerkesleri’nin yaşadığı zorluklardan ve anavatana dönebilmek adına
yaptıkları çabalardan bahsetti ve savaşın başlangıcından beri kendilerine
yardım elini uzatan, gerek Suriye dışında ki ülkelerde, gerekse Rusya Federasyonu’nda
ve kardeş Çerkes cumhuriyetlerinde yaşayan soydaşlarımıza, Şam’da Çerkesler
adına minnettar olduğunu belirtirken, Suriye’den anavatana geri dönen
soydaşlarımızın karşılanması, iskân edilmeleri, gençlerin üniversite de
istihdam edilmeleri konularında ki katkılarından dolayı, KBC’ in başkanına,
DÇB’nin başkanına ve KBC Üniversitesi’nin rektörüne son derece müteşekkir
olduğunu da ekledi.
-“Suriye’deki
yaklaşık 120 bin Adige birkaç bölgede yaşamaktadır. Savaşın başlangıcından beri
150 den fazla Adige öldürülmüş ve yaralanan birçok insan, hastanelerde
yatmaktadır. Birçok Adige köyü de tamamen boşaltılmış haldedir (Breqa, Biracem,
Merc-Sultan, Hanasir, vs). Savaş nedeniyle dağılan bu insanların büyük
çoğunluğu Şam’a kaçarken bir kısmı da başka ülkelere sığınmışlardır. Çoğunun
evi barkı yakılarak yok olmuş bazıları da mülklerini, yaşama alanlarını
ellerinden çıkarmışlardır. Bugün için hayatlarını zorlukla idame ettiren
insanlar oldukça fazladır. Ben şuan için buraya dönmek isteyenlerin isimlerinin/sülale
isimlerinin yazılı olduğu bir liste getirdim. Bunların birçoğunun buraya
dönecek parası, pasaportu mevcut değildir. Suriye’de yaşayan Çerkeslerin
mağduriyeti çok fazladır. Onları çirkin politikalara, olur olmaz işlere çekmek
isteyen gruplar Çerkeslerin peşine düşmüştür. Ancak Çerkesler akıllıca
davranmış doğru bildikleri politikalarını ve düşüncelerini
değiştirmemişlerdir.”
“Rusya’ya
iyi niyetle yaklaşıyoruz. Suriye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkinin
daha da pekişmesi için çalışıyoruz. DÇB’nin bu yılki toplantısında işimiz daha
kolaydır. Çünkü içinden çıktığım felaketi paylaştığım soydaşlarımın beklentisi,
birliğimizi daha anlamlı kılacak kararlar almamızdır”. Gug Ekrem ayrıca bugün
ateş çemberinde olan Çerkeslerin mağduriyetini gidermek adına birtakım
düzenlemelerin de yapılabileceğini belirtti.
Suriye’den gelerek Rusya’ya yerleşmek isteyenlerin vizelerinin DÇB’nin
göndereceği davetiyelerle çok daha kolay ve ucuz bir şekilde temin edilmesi;
Rusya Federasyonu (RF)’nun gönderdiği uçaklara pasaportu olmayan Çerkeslerin de
alınmasına dair anlaşma yapılması, anavatana dönmesine rağmen 6 aydan beri
oturma izinlerini alamayanlara yardım edilmesi, Çeçen, Dağıstan, İnguş ve başka
halklara mensup kişilerin de Suriye’de yaşayan soydaşlarına yardım etmeleri,
KBC, KÇC, AC, Krasnodar yöneticilerinin, Şam’da yaşayan soydaşlarımızın
durumunu RF’nun da bir devlet meselesi haline getirmesini sağlamaları ve bu yolla
soydaşlarımızın anavatanlarına daha çabuk dönebilmeleri, Kabardey-Balkar
Cumhuriyeti’ne yerleşerek misafirhanelere, kamplara yerleştirilenlerin kış
gelmeden daha uygun evlere taşınmaları, Suriye’ye gönderilen paraların,
kişilerin adlarına gönderildiğinde ellerine geçmemesinden dolayı Adige
Yardımlaşma Derneği adına gönderilmesi gibi konuları da gündeme getirdi.
New
Jersey’de faaliyet gösteren Adige Yardımlaşma Derneği’nin başkanı Mirza Kuşha
İsam Suriye’de mağdur olan soydaşlarımıza en çok anavatandakilerin yardım
edebileceğini belirtti. “Şimdiye kadar yapılanlar az değildir. Lakin can
güvenliği tamamen ortadan kalkmış bu insanlara yardım etmeye devam etmeliyiz.
Süreç ilerledikçe kayıplar çoğalacaktır. Ben sorumluluğun bütün yükünü
anavatandaki sizlerin omzuna yüklemek istemiyorum. Elbette ki bizimde
katkılarımız olacaktır. Lakin gerek karar alma aşamasında, gerekse yardımların
organizasyonunda başat görev, siz anavatanda yaşayanlarındır.”
İsam’ın
sözlerine katıldığını söyleyerek konuşmaya başlayan Kardan Badıri (ABD)
“kurunun yanında yaşta yanar” hesabıyla Suriye’de Adigeler’in yok olmasına son
derece üzüldüğünü beyan etti.
Kuşha
Doğan (İstanbul), Suriye’den Türkiye’ye göç eden mültecilerin 700 bini aştığı,
bazılarının ise bu sayının bir milyon olduğunu beyan ettiklerini söyledi.
“Bir
şekilde Türkiye’ye sığınmayı başaran her bir mülteci çadırlarda iskân
edilmektedir. Biz Kaffed olarak 1500 kişiyi evlere yerleştirdik. Daha sonra
çadırlarda yaşayan 25 aileyi daha tespit ederek, onları da uygun koşullardaki
meskenlere yerleştirdik,” şeklinde açıklamada bulundu.
DÇB
yönetiminde yer alan Guebeş’ık Vladimir KBR deki son durumu daha ayrıntılı bir
şekilde ortaya koyarak, mültecilerin aileler halinde köylere yerleştirildiğini,
hayatlarını idame ettirebilecekleri hayvanlara sahip olduklarını, anavatana
uyum sağlamış ve ihtiyaçları karşılanmış bir şekilde yaşadıklarını vurguladı.
DÇB
başkan yardımcısı, KB Devlet Üniversitesi’nden Qajer Artur’da DÇB’nin gençlerle
olan çalışmalarını vurgulayarak, şu anki önceliklerinin Suriye’den gelen
gençlerin okullara yerleştirilmesi olduğunu, ikinci aşamada ise yeni gelen genç
soydaşlarımız ile buradaki soydaşları arasındaki entegrasyonun sağlanması için birçok
çalışmanın yürütüldüğünü söyledi. Ayrıca yabancı öğrencilerin üniversiteye
yerleştirilmesi konusunda, ülkede bazı kanuni engellerin olduğu ve bunların
ihlal edilemeyeceği, ancak yabancı ülkelerden gelen gençlerin eğitimi konusunda
gerek DÇB’nin gerekse KBC’nin son derece faydalı işler yaptığını da belirtti.
Kabardey Adige
Xace’nın başkanı Haf’ıç’e Muhammet de 2014 yılının Rus-Kafkas Savaşlarının
bitiminin 150.yılı olacağına vurgu yaparak, bu konudaki çalışmalardan bahsetti.
Yapılması planlanan 32 çalışmadan müteşekkil programda, işlerin yarısından
fazlasının hâlihazırda bitirildiğini söyledi.
“
Öncelikle DÇB ile Bum bank işbirliği ile Hotko Samir’in “Adigelerin kısa Tarihi”
isimli eserleri, basılmaya hazırdır, çok geçmeden piyasada olacaktır. Adige Psatle
gazetesinin genel yayın yönetmeni yardımcısı Şirdi Marina, DÇB’nin tarihsel
sürecini anlatan kitabı altı ay önce piyasaya çıktı. Kudaş Yelbezdıko’nun
doğumunun 100. yılı vesilesiyle başka anma programları hazırlıyoruz. Buna bağlı
olarak bir gazete çıkarmayı planlıyoruz. Var olan eserini de, eksikleri
tamamlandıktan sonra yeniden basmayı düşünüyoruz.” KBC, KÇC, AC ve Şapsığ’da
faaliyet gösteren xaseler birleşerek bu temayı içeren rozetler, resimler,
büstler hazırlamayı planlıyoruz. Bununla birlikte, “Adigelerin acısı bütün
dünyanın acısıdır” adlı eseri esas alarak bir film çekmenin çok büyük bir
anlamı olacağını düşünüyorum. Şayet ki politikacılarımız destek verir ve biz,
gerek anavatanda gerekse yabancı ülkelere giderek, Rus-Kafkas Savaşı’nın
gelişimini, savaşın paramparça ettiği Çerkesler’in bugün ki yaşayışlarını,
düşüncelerini betimleyen bir film yapabilir isek son derece yararlı bir çalışma
olurdu. Loviçki Mihail’in romanından esinlenilen “Gök gürültüsü” adlı oyun Fıre
Ruslan tarafından sahneye koyarak, bizim cumhuriyetimizde ve Karaçay-Çerkes’te
gösterilmişti. Gelecek yıl tekrar sahnelenmesi gerektiğine inanıyoruz. Kabardey
Adige Xase’si “ Bize Çoktandır Çerkes Diyorlar”
adlı kitabı hazırladı. Kitap, Adigelerin yaşayışları, tarihleri,
görenekleri üzerine, birçok çizimin, resmin yer aldığı bir çalışma. Umut
ediyoruz ki zamanı gelince basılır. Ayrıca Kuşha Doğan da “Adigeler –
Balkanlardan” adıyla, birçok sanatsal resmin yer aldığı bir kitap
hazırlamakta.”
Birçok
ciltten oluşan kitaplar, Hafıts’e Muhammed’in hazırlamış olduğu “Çerkesika”
içerisine ekleyeceği çalışmalar, dikilecek anıtlar, özel günler, dergiler, Adige
Gazetesinin ciltlerinin ciltli baskılarının yapılması, birçok konuda
uluslararası konferansların gerekliliği ve daha birçok önemli mevzuya Hafıts’e
işaret etti. Bütün bunların ötesinde, öne çıkardığı “Dışardaki Adigeler” müze
projesi, 43 yıldan beri kendisinin itinayla topladığı 20.000’e yakın parçanın, ya
müstakil bir yerde sergilenmesi ya da ulusal müzenin bir odasında, bölümünde
sergilenmesi Hefıts’e’nın en büyük idealidir. Bu müze Hefıts’e’nın Adige
halkına bırakmak istediği en büyük mirastır.
Şerces Muhammed,
Bogus Adem, K’ek’ıhu Mecid, Rus-Kafkas Savaşı’nın 150.yıl dönümüne istinaden
Karaçay-Çerkes’te, Adigey Cumhuriyeti’nde, Şapsığ bölgesinde yapılan
hazırlıklardan bahsettiler.
Profesör
Wunej Kaşif yapılan bu çalışmaların Adige Halkı için aşina ve anlaşılır
olduğunu fakat Adigelerin birçok yerde tanınmamasından dolayı 2014 yılında
Soçi’den başlayarak Moskova’ya kadar, Rusya’nın belli başlı büyük şehirlerinde
Çerkeslerin kültür ve sanatına dair faaliyet ve gösterilerin yapılabileceğini
belirtti.
Huvaj
Fahri, 150.yıla vurgu yaparak, Kabardey
hükümet binasının önüne Kazanıkoa Jabağı’nın bir anıtının dikilmesi projesinin
de programa alınmasını önerdi. Ayrıca gelecek yıl Türkiye’de düzenlenecek
uluslararası konferansa gönderilecek kişilerin seçilmesi gerektiğini de
belirtti.
DÇB-Rusya
Federasyonu ve Rusya Federasyonu’nun Olimpiyat komitesi başkanları ile yapılan
görüşmeden bahsedilirken Sohuroko Ha’uti şunları vurguladı. “Olimpiyat
oyunlarının açılışında diğer bütün uluslara nasıl yer veriliyorsa Adigelere de
bir yer tahsis edilecektir. Bu yerin en iyi şekilde değerlendirilmesi için
güzel bir şekilde, çok iyi bir hazırlıkla Çerkeslerin duruşlarını ve
yaşayışlarını, tarihini, kültürünü,
göreneğini, bugünkü süreçlerini, hala güçlü bir halk olarak var olduklarını
gösterebilmeleri için, bütün Adige cumhuriyet ve bölgelerinin ortak hareket
etmesi, bu sürece hazırlanması gerekmektedir. Şimdiye kadar iyi çalışmalar
yürütülmüştür. Bundan sonraki süreçte de daha iyilerini yapmak için
uğraşmalıyız. Bu kavgayla üstesinden gelinebilecek bir iş değildir, ancak uzlaşmayla
hal edilebilecek bir meseledir.”
Huvaj
Fahri ise bu konuya dair fikirlerini beyan ederken, Nart destanlarındaki Sosrıko,
ateşi Nartlara getirerek uygarlığı nasıl başlatmış ise, olimpiyatların
açılışında da bu mizansen çeşitli görüntülerin eşliğinde canlandırılabilir
önerisini sundu.
Yabancı
ülkelerde yaşayan, KB Üniversitesi mezunu ve üniversitenin dostlarına ait
derneğin hayata geçirilmesi için bir grup Adigeden oluşan heyetinin
Krasnodar’da yürüttüğü faaliyetler hakkında, Qajer Artur toplantıdakilere bilgi
verdi. Türkiye, Suriye, Ürdün, ABD, Avrupa ve İsrail’den gelen misafirlerin,
Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Kozak Dimitri ve Krasnodar valisi Tkaçev
Aleksander’la Soçi şehrinde yapılan görüşmelere ait video çekimleri gösterildi.
Artur, “
Gug Ekrem’in aktardığı Suriye’deki olaylar ve buna bağlı olarak Çerkeslerin
uğradığı mağduriyet Federasyona ait bir meseledir. Soçi’de yapılan bu toplantı
da bunun böyle olduğunun göstergesidir. Heyetimizle görüşen kişi Rusya
federasyonu başkanı Putin’in yakın çalışma arkadaşı olup, salt kendi adına
değil, hükümet adına görüşmeleri gerçekleştirmesinin anlamı büyüktür,” şeklinde
devam etti.
Bu heyet
içerisinde yer alan KBR Üniversitesi rektörü Karemırze Baresbi “Bugün için bizi
rahatsız eden belli başlı sorunlarımıza cevaplar bulunulduğu kanaatindeyim,”
dedi. Toplantıda söylenenlerin lafta kalmayıp, pratiğe geçirildiğini de
görmekteyiz. Kozak Dimitri’nin yardımcıları bizzat rektörü telefonla arayarak
Suriye’den geleceklerin vize işlemlerinin kolaylaştırılması için çalışmaların
başlatıldığını söylediler. “Bize verilen sözlerden bir diğeri de Vancouver,
Avustralya Olimpiyat oyunlarında olduğu gibi, Avustralya’nın yerli halkı nasıl
ön plana çıkarılmışsa, çok daha fazla bir şekilde Rusya’da yaşayan Adigelerin
olimpiyatta ön plana çıkarılacağı, açılışta ve kapanışta bize yer verileceği
gibi, olimpiyat boyunca her gün kendi tarihimizi, göreneğimizi
sergileyebileceğimiz ortamların yaratılacağı sözüdür.”
Benim
bakış açıma göre biz gücümüzü, birikimimizi, zamanımızı bu işlerin daha iyi
kotarılması için harcamalıyız.” Karemirze Baresbi toplantıda ayrıca yabancı
ülkelerden bize okumaya gelen soydaşlarımızın çocuklarına ayrılan yurtların
sayısının arttırılmasını beyan etti ve bunun sözünü de aldı.
Olimpiyat
Oyunları süreci başladığından beri bizi inciten bir konu da, oyunların
gerçekleştirileceği coğrafyada bir zamanlar Adigelerin yaşadığının söylenmemesi
idi. Yine bu toplantıda bu meseleyi de açıklığa kavuşturduk. Soçi’nin bir
zamanlar Çerkeslere ait olduğu ve hali hazırda Çerkesler’in yaşıyor olduğu
vurgulanarak, bizlerden işbirliği talep edildi.
Krasnodar’da
hazır bulunanlardan Karden Samir de görüşlerini beyan etti:
“Adige
evlatlarının özlemi, o yerin bize ait olduğunun açıkça beyan edilmesiydi, bu
meseleyi açıklığa kavuşturduk. Ne zaman istersek oraya gidebileceğimiz,
yerleşmek istersek, yerleşim yolunun açık olduğu bize belirtildi. Soçi
Olimpiyatlarının gerçekleştirilmesini istemeyenlerin temel gerekçesi,
atalarımızın katledildiği yerde, onların kemiklerinin gömülü olduğu yerlerde
oyunların yapılacak olması idi. Bunun da cevabını aldık. Bizimle görüşen
yetkililer bu tür mezar yerlerinin tespit edilerek, buraların çevrildiğini,
mezarların yakınında hiçbir şeyin yapılmayacağını söylediler. Olimpiyat süresi
boyunca ve sonrasında da bu mezarlara Adigeler ziyaret edebilecek, atalarını
hatırlayabileceklerdir. Yetkililer “Biz Çerkesleri kardeşimiz olarak kabul
ediyoruz. Nerde yaşıyor olurlarsa olsunlar, bize gurur veriyorlar. Şayet
olimpiyatlara katılmak isteyeniniz var ise, dünyanın her yerindeki Adigelere,
her türlü yardıma hazırız,” diye eklediler. Bu tür sözler karşısında
duygulanmış bir vaziyette, geri döndük.”
Samir’in
konuşmasına K’ek’ıhu Mecid de katılarak,
Karadeniz kıyısında yaşayan Adigelerin bu organizasyon karşısında moral
değerlerinin yükseldiğini, Kozak Dimitri’ye minnettar olduklarını söyledi.
Şapsığ Adige Xase’si başkanı ayrıca DÇB tarafından Kozak ve Tkaçev’e birer
teşekkür mektubunun gönderilmesinin yerinde olacağını da belirtti.
“Sohuruko
Ha’uti’nin de belirttiği gibi bu meselede güç kuvvet kullanılarak, öfkeyle
yapılabilecek bir şey yoktur.”
“Bu
akılla, sağduyuyla, varoluşla yaklaşılması gerekilen bir iştir. Öncelikle bize
söylenenler üzerine mutabık olduğumuza göre bir iyi niyet mektubu
gönderebiliriz. İkinci bir husus ise bu mektuba, bu meseleye yapmak istediğimiz
katkıları da ekleyebiliriz. İyiliğin kazandıramayacağını, kötülük kazandıramaz
der atalarımız. Meseleye iyilikle yaklaşırsak, istediğimiz sonuca ulaşacağımıza
inanıyorum” diye de ekledi.
Adige
dilinin, gerek Rusya Federasyonunda gerekse diğer ülkelerde yaşayan Adigeler
arasında yaşatılması için hazırlanması gereken ulusal program üzerine konuşan
Haf’ıç’e Muhammed, iki haftaya kadar literatürün derlenip, çalışmalara
başlamaya niyetli olduğunu söyledi. Ayriyeten, geçenlerde Ankara’da düzenlenmiş
olan İkinci Uluslararası Adige Dili Konferansı’nda yapılan çalışmaların bu
programa dâhil edilmesi gerektiğini vurguladı. Kaffed’in düzenlemiş olduğu bu
konferansta alınan kararları Şığalığue Vacit, Meşfeş’ Nejdet, Huvaj Fahri DÇB
üyeleriyle paylaştılar.
DÇB’nin
eski başkanı Kalmık Yura’nın 80. Doğum yıldönümü olması vesilesiyle DÇB’nin
başkan yardımcısı Şerces Muhammed söz aldı. Bir program gerçekleştirilmesi
için, komisyon kurulması amacıyla Karaçay- Çerkes Hükümetine başvuruda
bulunulduğunu belirtti. Bu program dâhilinde Karaçay-Çerkes'te bulunan Hukuk
Enstitüsü’ne ve Çerkessk şehrinin bir sokağına Yura’nın adının verilmesi ve
hatıra olarak büstünün dikilmesi için uğraş verdiklerini de söyledi. “Kalmık
Yura adına kütüphanelerde okuma günleri düzenliyorlar. Sadece bizim cumhuriyetlerimizde
değil, başka yerlerde de bu tür etkinlikler düzenlenecek. Bu doğrultuda, KB başkanına
KB Sosyal bilimler Enstitüsü’nde bilimsel bir konferans düzenlenmesi için
başvuruda bulunduk. Kalmık adına düzenleyeceğimiz bu çalışmada Moskova'nın
fonlarından faydalanabilmeyi umuyoruz,” şeklinde devam etti.
Kaynak: http://intercircass.org/?p=4726 (Dünya Çerkes Birliği Resmi Web Sitesi)
KAMUOYUNA AÇIKLAMA:
Türkiye Gazetesi’nin 12 Nisan 2018 tarihli nüshasında Fuat Uğur adı ile yayımlanan köşe yazısının, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenmesi planlanan ve programı üzerinde STK ların ve yetkililerin mutabık kaldığı “Çerkeslerle Buluşma” etkinliğini baştan sona gerçeğe aykırı ithamlar, temelsiz isnatlar ile sabote etmeye çalıştığını üzülerek müşahade ettik.
Elbruz Halk Dansları Topluluğu Yıl Sonu Gösterisi 28 Nisanda...
Elbruz Halk Dansları Topluluğu Yıl Sonu Gösterisi. 28 Nisan 2018 Cumartesi Saat 19:30'da Nazım Hikmet Kültür Merkezinde. Biletler Çerkes Derneğinden temin edilebilir. 0312 222 85 90 www.cerkes.org.tr
Yaşamkent Sosyal Tesisleri - Yardımlar
Çerkes Derneği Yaşamkent Sosyal Tesisleri İçin Gerçekleşen Nakit ve Ayni Yardımlar
26 Ekim 2013 Tarihli DÇB Genel Kurulu Konuşma Tutanakları
26 Ekim 2013 Tarihli DÇB Genel Kurulu Konuşma Tutanakları