-
02.02.2012
Kafkas-Rus
savaşları ve onu getirdiği halkın yok olma-olmama mücadelesi. Düzenli
dev güçlere karşı özgürlük onuru ve azmi ile toprağını koruyan doğuştan
asker kahramanlar unutulmadı.
Onlardan biri Şerelıko Kızbeç. Doğduğu köyü Afıpsıp’ta dikilecek anıtı
ile yaşayacak. Fikir Afıpsıp köyü heyetinin. Öneriye Adıgey hükümet
yetkilileri olumlu yanıt verdiler. Ancak anıtın yapımı sözünü verenler
yardım severler.
Şerelıko Kızbeç anıtının yapılmasına ilişkin konuşan Kültür Bakanı Gazi
Çemışo: “Anıt halkın gösterdiği kahramanlığın simgesi olacak. Adığelerin
tarihine, toprak sevgisi ve ona bağlılığını hiçbir zaman unutturmayacak
ve gelecek nesillere örnek olacaktır” dedi.
Stanislav James Bell’in Çerkesya Aslanı lakabını verdiği kahramanın
hayatı at sırtında özgürlüğü savunarak geçti. Soylu Şerelıko ailesine
mensup. Tarih onu daha çok 1834 yılında kanlı Abın çatışmasında Tığujın
oğlu kahraman Kızbeç adıyla yazdı. 67 yaşındaydı.
Afıpsıp köyü yakınlarında dövüştü. Bu yüzden anıt yeri olarak orası
seçildi. Anıt, köyün girişinde Afıps Deresi ile Kuban Nehri’nin
karıştığı eski adıyla “Kızbeç’ın Geçidi” denilen yere dikilecek.
Bir zamanlar “Özgürlük insanın en doğal hakkıdır” nidasıyla kılıcıyla
kükreyen kahraman bu yüzyılda özgürlüğe karşı güçlere ve dünyaya barış
haykıracak. Her geçen gün bilincini yitiren halkına “kendine dön”
diyecek.
Adıgey Cumhuriyeti Radyosu
Dış Yayınlar Servis
Huşt Emel
http://www.cerkes.org.tr/tigujiko-kizbec-aniti-dikilecek
-
2014 Soçi Olimpiyatlarına artık sayılı günler kalmıştır. Bildiğiniz üzere Olimpiyat Ateşi, olimpik oyunların sembollerinden biridir. Oyunlar süresince yanmaya devam eder ve olimpiyat köyünü aydınlatır. Kafkas Dernekleri Federasyonu, 56 derneğimizin yöneticileri ile birlikte, 1 Şubat 2014 Cumartesi günü saat 12:00'de Rusya Federasyonu Büyükelçiliği önünde "Çerkesler Olimpiyat Ateşini Söndürdü” olarak adlandırdığımız kitlesel katılımlı bir eylem yapacağız. Bu eylemde;* Basın açıklaması ile kamuoyuna Soçi'yi bizim penceremizden anlatacak ve Çerkes halklarının taleplerini bir kez daha dile getireceğiz,* Bugüne kadar haklı taleplerimiz yerine getirilmediği için, simgesel olarak, “2014 Soçi Olimpiyat Ateşini" söndüreceğiz ve dilek balonları uçuracağız,* Ve kamuoyuna, Çerkes halklarının talepleri yerine getirildiği gün, "Bu ateş küllerinden doğacaktır" sözünü vereceğiz. Tüm halkımızı, kurum-kuruluşlarımızı ve Çerkes dostlarını yanımızda olmaya davet ediyoruz... SOÇİ OLİMPİYATLARI BASIN AÇIKLAMASI01 ŞUBAT 2014SAAT: 12.00YER: RF BÜYÜKELÇİLİĞİ ÖNÜ ANKARAKAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU
http://www.cerkes.org.tr/hicbir-sey-unutulmadi-1864-2014
-
Koşhable köyü Kuzeydoğu Kafkasya’da direnişin kesintiye uğramasından sonra Kuban’a yerleşen Hajret Kabardeyleri tarafından kurulan bir köydü. 24 Eylül 1918 günü (Kurban Bayramının ikinci günü) Kızıl Ordu’nun Taman birliklerine bağlı Beloreçensk alayı Koşhable köyüne girdi ve bir gece boyunca hiçbir suçu bulunmayan 470 kişiyi katletti. Yıkılmamış ve yağmalanmamış hiçbir ev kalmayan Koşhable’de bu katliamdan yalnızca 110 kişi sağ kurtulabildi. Bu felâket Koşhable köyünde asla unutulmadı. Köyün yaşlıları o gün için “bizi darmadağın ettikleri gün” dediler ve olayı gelecek kuşaklara eksiksiz aktararak, günümüze eriştirmeyi başardılar. Bu katliamda Kuban yöresi Çerkesleri tarafından çok sevilen genç besteci ve ceguak’o Hağevuç Muhammed de öldürülmüştü.
Koşhable Katliamı’na tanık olmuş olanların anlattıkları:
Koşhable köyünden 92 yaşında bir kadın olan Tevo Mase köyün başına geleni gözleriyle görmüş tanıklardandır. 1990 yılında olayı şu şekilde anımsıyordu: “Köyümüzü kana buladılar. Onca suçsuz insana acımasızca kıydılar. Mezarlıktan henüz dönmüş olan babam Sefer'i üstüne saldırıp bağladılar, sonra da götürüp öldürdüler.”
90 yaşındaki Kobl Fıse, 1991 yılında olayı anımsıyordu: ”O felaket gününü çok iyi hatırlıyorum. Koşhable köyüne giden ve Taman Ordusu birliklerinin geçtiği yola 600 metre mesafede arkadaşlarımla birlikte atlarımızı otlatıyorduk. Bu geçen orduya köyümüzden herhangi bir saldırı olmadı. Top ya da tüfek sesi duymadım. Kargaşa, Koçergin denilen kişinin alayı köye girdikten sonra çıktı. Kızıl askerler bazı erkekleri öldürmeye, bazılarını da yakalayıp bağlamaya başladılar. Yakaladıkları kişileri camiye doldurdular, aç ve susuz tam bir gün ve bir gece tuttular.”
Boreko Muhamed olayın yaşandığı 1918 yılında 21 yaşındaydı: “Taman birlikleri köyü basıp erkekleri öldürmeye başladılar. Kadınların ve çocukların gözleri önünde erkeklerin başlarını kılıçla uçuruyorlardı. Namaz kıldırırken köy imamı Guraşıne Şıhambolet’in kafasını kestiler. Birkaç asker de genç bir kadına saldırdılar ve onuruna dokundular. Çırjın Biberd kendi bahçesinde öldürüldü. 78 yaşındaki kör Nalşık Carime’nin üzerindeki elbiseler alındı. Köyü yağmaladılar, tek bir yatak örtüsü, bir kg darı, tek bir sığır ve tek bir tavuk bile bırakmadılar. Tutuklanıp camiye kapatılanlar arasında ben de vardım, şansım varmış, kurtuldum. Gece bizi kaçırıp Yegerkuaye köyüne götürdüler.”
Yahya oğlu Ağırjaneko İsmail yazıyor: ”Kurganinski birliğinin Bolşevik hücresi de katillere/yağmacılara destek çıkmıştı. Gündüz saat birde yağmaya başladılar, güneyden köy evlerine top atışları yapılıyor, evlere giriyor, evdekileri dışarı çıkarıp öldürüyorlardı. Güzel kadınlara tecavüz ediyor, önlerine çıkanı öldürüyorlardı. Köylülerin çoğu köyden kaçıp saklanmaya çalışıyordu. İki saat boyunca köyü aralıksız yağmaladılar, 366 kişiyi öldürdüler, öldürülmeyenleri camiye doldurup muhafızlar kontrolünde yedi gün gözaltında tuttular. Bu süre boyunca Çerkeslerin atlarına, hayvanlarına, altın, gümüş ve diğer değerli eşyalarına el koymaya devam ettiler. Yedi gün boyunca götürebildiklerini köyden götürdüler, evleri tahrip ettiler”.
Koşhable katlimanında hayatını kaybeden insanlarımızı rahmetle anıyoruz.
http://www.cerkes.org.tr/24-eylul-1918-koshable-katliamini-unutmadik
-
“Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık”
Kafkas derneklerinin sorunlarına ortak çözümler bulunması, birleşme arayışlarının ve federasyonlaşma çalışmalarının başlatılması amacıyla Türkiye’deki Kafkas dernekleri 5 Kasım 1977 tarihinde Ankara Kuzey Kafkasya Kültür Derneği’nde bir araya gelmişlerdi.
Yapılan toplantının ardından dernekten ayrılan ve durakta bekleyen gençlerin üzerine kimliği belirsiz kişilerce ateş açılmış ve 4 gencimiz çeşitli yerlerinden yaralanmış ve Balıkesir’den geceye misafir olarak katılan Tsey Mahmut Özden hayatını kaybetmişti. Çok kısa bir süre içerisinde olay yerine polisin gelmesine rağmen saldırganlar yakalanmadığı gibi saldırıya uğrayan gençlerimizin üstü aranarak karakola götürülmüştü.
Saldırının amacı herkes tarafından da bilindiği üzere; halkımızın ulusal ve kültürel mücadelesine katkı sağlayacak toplantılara, derneklerimizin birlik çalışmalarına ve demokratik hak mücadelesine henüz başındayken engel olmak, yükselen sesimizi susturmaktı.
Tsey Mahmut Özden'in hayatına mal olan bu faili meçhul saldırıyla, Çerkes örgütlenmesini bir üst seviyeye taşıyacak olan federasyonlaşma girişimi baltalanmış ve geciktirilmiş olsa da derneğimizin demokratik mücadele azmi hiçbir zaman azalmamış, halkımız ulusal ve kültürel mücadelesine yıllarca devam etmiştir.
5 Kasım tarihi Ankara Çerkes Derneği tarafından hiçbir zaman unutulmadı ve unutulmayacaktır. Aradan yıllar geçmesine rağmen kimden ve nereden gelmiş olursa olsun bu alçakça saldırıyı bir kez daha şiddetle kınıyor, hayatını kaybeden Tsey Mahmut Özden'i rahmetle anıyoruz.
http://www.cerkes.org.tr/5-kasim-1977-tsey-mahmut-ozdeni-rahmetle-aniyoruz